|
||
DİKKAT BU ÜRÜNÜN MEYVESİ RESİMDE GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ SİYAHTIR BU ÜRÜNÜ SATIN ALIRSANIZ BU MEYVEYİ YERSİNİZ mersin bitkisi fidanı Mersin Bitkisi Fidanı Aronya Aronia melanocarpa Rus Yaban Mersini 20-30 cm boyunda 9.9 CM POT İÇİNDE yerli üretim bu meyve doğal olarak dağlarda yetişen mersin bitkisinden tohumdan üretilmiştir.meyveleri siyah elips şekline, karadenizde doğal olarak bolca rastlanılır (dikkat, bu bitki yaban mersini değildir) son resim size gelecek aronia mersin bitkisi'nin orjinal resmidir
YAYGIN ADLARI Murt, Hambeles, Adi Mersin, Asmar, Sıçankulağı Otu, Bahar Ağacı
ETKEN MADDESİ Mersinin yaprak ve çiçekli dallarında tanen, reçine, acı birtakım maddeler ile uçucu yağlar; meyvelerinde yüksek oranda A vitamini, tanen, şeker ve asitler bulunur.
BİTKİNİN ORİJİNİ VE TAKSONOMİSİ Myrtaceae familyası yaklaşık 100 cins ve 3000 türü kapsayan büyük bir familyadır. Çoğunluğu Güney Amerika ve Avustralya'nın tropikal ve subtropikal bölgelerinde yetişir. Yalnızca Myrtus communis türü Akdeniz çevresinde yayılmıştır. Tunus, Fas, Türkiye, Fransa sahillerinde yabani olarak yetişmektedir. İran, İspanya, İtalya, Korsika ve Yugoslavya’da kültüre alınmıştır. Akdeniz Havzasının tipik doğal bitkilerinden olan mersin ülkemizde de Adana, Antalya, İçel, Çanakkale, İstanbul, Zonguldak, Sinop, Ordu, Trabzon, İzmir, Samsun, Muğla ve Hatay çevresinde yaygındır.
MORFOLOJİSİ Akdeniz Bölgesi’nin doğal bitki örtüsünde bulunan mersin, yapraklarını dökmeyen ağaçcık ya da çoğunlukla kısa çalı formunda, çok yıllık, herdem yeşil bir bitkidir. Genellikle kısa boyludur, ancak bazen 1-3 m kadar boylanabilir. Yaprakları derimsi, düz kenarlı; gövde üzerinde karşılıklı veya çapraz dizilişlidir. Çiçekler yaprak koltuklarından tek tek çıkar. Beyaz renkli ve beş parçalıdır. Meyveleri nohut büyüklüğünde, yuvarlakça ya da yumurtamsı elips şeklinde, üzümsü meyve durumundadır. Çoğunlukla, siyahımsı mor renkli ya da beyazdır. Meyve sonbaharda (Ekim-Aralık) olgunlaşır. Olgunlukta tadı şekerli ve buruktur. Büyüme hızı yavaş olan bu bitkinin en iyi özelliği fazla bakım istememesidir.
KULLANIM ALANLARI Peklik verici ve özellikle çocuklarda diyareyi kesicidir. İştah açıcıdır. İdrar yolları enfeksiyonlarında antiseptik etkisi vardır. Doku ve damar büzücü niteliği nedeniyle kanı dindirici etkileri görülür. Ayrıca A vitamini yönünden zengin olan mersin meyvesinden şurup yapılarak içilmesinin, görme yeteneğini artırdığı ileri sürülmektedir. Mersin uçucu yağı taşıdığı terpenler nedeni ile gıda ve parfüm sanayinde, antiseptik, kan kesici ve yatıştırıcı etkileri nedeni ile de dahilen bronşit, verem ve şeker hastalığına karşı kullanılmaktadır.
KULLANIM ŞEKLİ Sayılan bu etkilerinden yararlanmak üzere, bitkinin yapraklan her mevsimde toplanır ve gölgelik, havadar bir yerde kurutulur, 1 tatlı kaşığı kurumuş mersin yaprağı üzerine 4 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan infüzyon, günde iki kez birer bardak içilir. Mersin, antiseptik etkiler taşır. Bu etkisinden yararlanmak üzere, bitkinin yaprakları suda kaynatılıp buharı damıtılarak elde edilmiş ve piyasada satışa sunulmuş suyu, dıştan bedene uygulanır.
YETİŞTİRME TEKNİĞİ Tohum ve çelikle üretilebilmesine rağmen üniform özellikleri çelikle üretimde elde edilir. M. communis tamamı ile güneş alan ve açık gölgeli yerlerden hoşlanır. Çok koyu gölgeli yerlerde gelişmesini tamamlayamaz. Su isteği çok fazla değildir ama bitkinin gelişme dönemini tamamlayana kadar haftada bir sulanması tavsiye edilir. Humuslu topraklarda çok iyi yetişen bitki, drenajın iyi olduğu yerlerden hoşlanır. mersin bitkisi fidanı Mersin Bitkisi Fidanı Aronia Rus Yaban Mersini 30-40 cm boyunda poşette yerli üretim bu meyve doğal olarak dağlarda yetişen mersin bitkisinden tohumdan üretilmiştir.meyveleri siyah elips şekline, karadenizde doğal olarak bolca rastlanılır (dikkat, bu bitki yaban mersini değildir) Yöresel Adı : Bahar ağacı, murt ağacı Latince Adı : Myrtus communis
Mersin: (Myrte / Myrte / Myrtle / As / Asmar / Sıçankulağı otu / Myrtus/ Murt/Hambelez) Mersingiller ailesindendir. 100 kadar türü vardır. Karadeniz, Ege ve özellikle Akdeniz kıyılarımızda kendiliğinden yetişir. Mayıs-haziran ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m boylarında, yapraklarını dökmeyen, bir ağaççıktır.
Yapı itibariyle gövde ve dallar şeklinde değil maki görünümündedir. Yapraklar kısa saplı ve karşılıklı, yeşil renkli, derimsi, oval şekillidir ve üzerinde salgı bezleri bulunur. Yaprakları hoş kokuludur. Yapraklarında ve çiçek dallarında reçine, tanen, sinaol, terpen, mirtol, pinen gibi maddeler vardır. Çiçekler beyaz, uzun saplı olup, tek olarak her bir yaprağın koltuğunda bulunur.
Mersinde murt, Adana - Hatay taraflarında hambelez, diğer yörelerde mersin denilen meyveleri nohut büyüklüğünde, beyaz üzerine morumsu siyah lekelidir. Meyvenin ortalarında çok miktarda incirinkinden biraz irice olan hafif kekremsi çekirdekleri murt yeme zevkini azaltır. Murtda uçucu yağ, şeker, sitrik asit bulunur. Mersin bitkisi gün geçtikçe azalmaktadır ve böyle giderse kısa süre sonra neslinin tükenme tehlikesi vardır.
Doğal olarak yetiştiği yerler tarım alanı yapıldıkça yaşam alanı daralmaktadır. Merkeze bağlı bazı köylerde kendiliğinden yetişen kaliteli murtlar toplanıp satılmakta ve küçümsenmeyecek paralar kazanılmaktadır. Ancak yinede hiç kimse “murt bahçesi” yapmayı ciddiye almamaktadır. Mersingiller familyasında yer alan aynı cinsten 1000 kadar bitki türünün genel adı Mersin'dir. Anayurdu Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda olan, kış mevsiminde yapraklarını dökmeyen ve 2-5 metreye kadar boylanabilen ağaç ya da ağaççıklardır.
Burada sözünü edeceğimiz, Yabani ya da Adi mersin (M. communis) adı verilen tür, Akdeniz Bölgesi'nin bitkisi olup Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridimizde bulunan güneşli ve kurak alanlardaki makiler arasında bol bol yetişmektedir. Üst yüzeyinde pek çok saydam nokta (yağ bezeleri) bulunan yaprakları sert, meşinimsi, kenarları düz, küçük, üzeri koyu yeşil, altı daha açık yeşil ve tam ortası boydan boya çizgili olur. Mersinin yaz ortasından sonbahara kadar açan altın renkli erkek organlı beyaz çiçekleri ve yuvarlak kesitli, kırmızımsı renkte dalları vardır. Bitkinin ikinci yılında dalları bej renge dönüp odunsulaşır. Başlangıçta etli ve beyaz olan meyveleri, olgunlaştığında koyu mavi-siyah renge döner. Mersin bitkisinin dal, yaprak, çiçek ve meyveleri hoş kokuludur. Bitki, döktüğü tohumlarla kendiliğinden çoğalır ya da gövde çelikleriyle üretilir. Mersinin yaprak ve çiçekli dallarında tanen, reçine, acı birtakım maddeler ile uçucu yağlar; meyvelerinde yüksek oranda A vitamini, tanen, şeker ve asitler bulunur. Tatlı ve hoş kokulu meyveleri pazarlarda satılır ve yenir. Körpe yaprakları ise, defne gibi, et yemeklerine çeşni vermesi için kullanılır.
Kullanıldığı yerler:
Murt dalları talvar (gölgelik) yapımında, Tak, Düğün salonu, sahne, kürsü süslemede, kesme çiçek tanziminde kullanılır. (Veya kullanılırdı) Murt; Mesane iltihaplarını giderir. Nezlede faydalıdır. Akciğer iltihaplarında kullanılır. Bel soğukluğunda faydalıdır. İshali keser. Mide ağrılarını giderir. Egzamada faydalıdır.
Saçları boyamakta kullanılır. Bitkinin yaprakları, çiçekli dalları ve yapraklarından elde edilen uçucu yağ (Mersin esansı) kullanılır. Yaprak ve meyveler kabızlıkta, mikrop öldürücü, iştah açıcı, kan dindirici, antiseptik ve hâricen yara iyi edici olarak kullanılır. Taze yapraklarından, su buharı distilasyonu ile “Mersin Esansı” elde edilir. Bu esans renksiz, akıcı, özel kokulu ve yakıcı lezzetlidir. Takriben 100 kg yapraktan 300 gr esans elde edilir. Mirtenol, sineol ve terpenler ihtivâ ederler. Gıda ve parfümeri sanayisinde kullanılan önemli bir ham maddedir. Yöresel olarak şeker hastalığına karşı da (günde 10 damla) kullanılır. Mersin meyveleri uçucu yağ, tanen, sekerler ve organik asitler ihtivâ eder. Antiseptik özelliği de bulunan meyveler yemiş birkaç gün bozulmadan bekleyebilir. Tıbbi Etkileri ve Kullanımı
Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle özetlenebilir:
• Peklik verici ve özellikle çocuklarda diyareyi kesicidir. • İştah açıcıdır. • İdrar yolları enfeksiyonlarında antiseptik etkisi vardır. • Doku ve damar büzücü niteliği nedeniyle kanı dindirici etkileri görülür. Sayılan bu etkilerinden yararlanmak üzere, bitkinin yapraklan her mevsimde toplanır ve gölgelik, havadar bir yerde kurutulur, 1 tatlı kaşığı kurumuş mersin yaprağı üzerine 4 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan infüzyon, günde iki kez birer bardak içilir.
• Mersin, antiseptik etkiler taşır. Bu etkisinden yararlanmak üzere, bitkinin yaprakları suda kaynatılıp buharı damıtılarak elde edilmiş ve piyasada satışa sunulmuş suyu, dıştan bedene uygulanır.
• Ayrıca A vitamini yönünden zengin olan mersin meyvesinden şurup yapılarak içilmesinin, görme yeteneğini artırdığı ileri sürülmektedir Likapa (Yaban Mersini) SİSTEMATİKTEKİ YERİ Takım : Ericales Familya : Ericaceae Alt Familya : Vacciniaceae Cins : Vaccinium Alt Cins : Batodendron : Euvaccinium (3 şubeye ayrılır) 1- Myrtillus Vaccinium myrtillus (Adi yaban mersini) Vaccinium uliginosum (Bataklık yaban mersini) 2- Hemimyrtillus Vaccinium arctostaphylos 3- Vitis-idea Vaccinium vitis-idea (Noktalı küçük yaban mersini) : Oxycoccus (Cranberry) Vaccinium macrocarpon Vaccinium oxycoccus : Cyanococcus (kültürü yapılan likapalar) Vaccinium corymbosum L. (Kuzey orijinli yüksek çalı yaban mersini) Vaccinium australe L. (Güney orijinli yüksek çalı yaban mersini) Vaccinium ashei Reade (Tavşangözü yaban mersini) Vaccinium angustifolium L. (Alçak çalı yaban mersini) Vaccinium myrtilloides L. (Alçak çalı yaban mersini) Ayrıca yarı yüksek çalı formundaki likapalar (yüksek çalı x alçak çalı melezleri) ve Güney orijinli yüksek çalı formundaki likapalar (Vaccinium corymbosum x Vaccinium darrowi melezi) da kültürü yapılan likapa grubunda yer almaktadır.
Yüksek çalı formundaki likapalarından yeni çeşitlerin geliştirilmesi 1900’lü yıllardan önce başlamıştır. Bu amaçla doğal ortamlarda yetişmekte olan iyi tipler selekte edilerek çoğaltılmış ve koleksiyon bahçeleri oluşturulmuştur. Bu çalışmalara Maine, New York ve Michigan’da başlatılmıştır. Çiftlik sahibi olan ve doğadan topladığı iyi tip yabani likapalar ile bir bahçe tesis eden bayan Elizabeth White, 1906 yılında bu bahçesi ve tüm imkanlarını Ziraat Mühendisi F.V. Coville’ye sunarak likapa çeşit ıslahı çalışmalarının başlamasını sağlamıştır. Bu çalışmaların başlangıcında Pioneer, Katherine, Cabot ve Rubel gibi birkaç çeşit ıslah edilerek 1920’lerde Amerika’da yeni bir meyve endüstrisinin kurulması sağlanmıştır. Yüksek boylu çalı formundaki likapalar (Vaccinium corymbosum), Güney orijinli yüksek boylu çalı formundaki likapalar (Vaccinium australe) ve Alçak boylu çalı formundaki likapalar(Vaccinium angustifolium) 4n, Tavşangözü likapaları (Vaccinium ashei) 6n, diğer türler ise 2n kromozom sayısına sahiptir (n=12).
Toprak üstü organları:
Ocak şeklinde bir görünüm arz eden likapa bitkisinde toprak üstü organlarını dip kısımdan çıkan yeni, sukkulent yapıdaki sürgünler, odunlu çalı formundaki sürgünler ile 1 yaşlı sürgünler üzerinden çıkan yeni yeşil yan sürgünler oluşturmaktadır. Sırık(sopa) şeklindeki likapa sürgünleri 10-20 yıl yaşayabilir ancak 5-7 yıl sonra bu sürgünler budanarak çıkarılmalıdır. Yüksek boylu çalı formundaki likapalar 120-300 cm boylanabilir. Alçak boylu çalı formundaki likapalar 90 cm boylanabilirken yarı-yüksek boylu çalı formundaki likapa çeşitleri bu iki grup arasındadır. Tavşan gözü likapaları ise daha uzun sürgünlere sahip olup kuvvetli gelişme gösterirler ve 610 cm boy yapabilmektedirler. Kök sistemi: Yüksek boylu çalı formundaki likapaların kökleri ince, kök kılları olmayan lifli kök yapısına sahiptir. Su ve besin maddelerinin kökler tarafından absorbe edilebilmesi için çoğunlukla endotrofik mikorizalar (VAM) ile birlikte yaşarlar. Kökler bitkinin tabanından itibaren 180 cm’ye kadar yayılabilir ancak nadiren 90 cm derine penetre edebilirler. Alçak boylu çalı formundaki likapaların köklerinde de kök kılı yoktur. Çok ince ve lif (iplik) gibi olan kökleri vardır. Bu likapa bitkileri toprak altı rhizomlardan adventif olarak büyürler. Dolayısıyla alçak boylu çalı formundaki likapalar yayılıcı form gösterirler. Zamanla bitkiler birbirine eklenerek tek bir gövdeliymiş gibi büyüme meydana gelebilir. Tomurcuklar ve Çiçekler: Likapalarda meyve gözleri yaz sonları ile sonbahar aylarında oluşmaktadır. Tomurcuk gelişimi sürgün ucundan aşağıya doğru yani bazipetal olarak meydana gelir. Çiçek tomurcuklarının sayısı iklime bağlı olduğu kadar sürgün gelişme kuvvetine yani çapına da bağlıdır. Tomurcukların içinde yer alan çiçek demetinin farklılaşması ise aşağıdan yukarı doğru yani akropetal olarak gerçekleşmektedir. Meyve Gelişimi: Likapalarda meyve iriliği, sürgün çapına ve çekirdek sayısına bağlıdır. Kalın sürgünler daha iri meyve verebilirken döllenme sonucunda meyvede meydana gelen çekirdek sayısının fazlalığı da iri meyve ile sonuçlanır. Bu arada karşılıklı tozlanma da meyve iriliğini artırıcı yönde etkin rol oynamaktadır. Likapalarda meyve tutumu için tozlanma gerekmektedir. Tozlanma: Likapalarda tozlanma entomofil yani böceklerle olmaktadır. Çünkü böcekleri çeken hoş kokulu ve nektar içeren çiçeklere sahiptir. Likapa çiçeklerinin taç yaprakları birleşik olup uç kısımda açıklık vardır. Ters dönmüş çan şeklindeki likapa çiçeğinde yumurtalığın dip kısmında nektar olup misk kokusu ile böcekleri çiçeğin dip kısmına kadar çeker. Likapa çiçeklerindeki polenler çok ağır olup yapışkandırlar ve rüzgar ile hareket etmezler. Erkek organları da dişi organdan uzun olup çiçeğin uç kısmından dışarı doğru çıkmıştır. Bu yüzden erkek organlardan ayrılan polenler dişi organ tepesine uğramadan çiçeği terk ederler. Ayrıca, dişi organ kendi kendine tozlanmayı engelleyecek şekilde çıkıntılıdır. Bu yüzden karşılıklı ve arılarla tozlanmaya gerek vardır. LİKAPA YETİŞTİRİCİLİĞİ (YÜKSEK BOYLU LİKAPA) Sıcaklık Don olayı olmayan en az 160 günlük yetişme periyodu ister Gelişmesi için 2000 gün derece sıcaklık ister Soğuklama süresi 650-850 saat arasındadır Soğuklara dayanım
Gözler : -26.3 ila -29.1°C’ye kadar dayanır Gövde : -29.1 ila -34.7°C’ye kadar dayanır Çiçekler : -1.12 ila -4.48°C’ye kadar dayanır Gün Uzunluğu: Uzun günler bitkideki vegetatif gelişmeyi teşvik ederken yaz sonları ile sonbahar aylarındaki kısa günler meyve tomurcuğu gelişimini artırır. Nem: Likapalar kök kıllarından yoksun olduğu için topraktaki nem değişikliklerine son derece hassastırlar. İklime, çeşide ve gelişme kuvvetine bağlı olarak büyümeleri ile meyve verdikleri dönem boyunca haftalık olarak yaklaşık 2.54-5.08 cm suya ihtiyaç duyarlar. Sulamada kullanılan su kaliteli olmalı, çok az veya hiç tuz içermemeli ve kalsiyum içeriği çok az veya hiç olmamalıdır. Toprak: İdeal likapa toprağı, drenajı iyi olan, asitli ve kumlu topraklardır. Likapa yetişebilecek toprakların pH’sı 4.5-5.2 arasında olmalıdır. Organik madde kapsamı yüksek olan ağır topraklar da likapa yetiştiriciliği için uygundur. Yayla alanlarındaki toprakların likapa yetiştiriciliğine uygun hale getirilmesi için dikim öncesi kompost veya asit torf ilave edilmelidir. Ayrıca, odun talaşı, çam ibresi veya çam kabukları ile bitkiler malçlanmalıdır. Yer Seçimi: Likapa tarımı için en uygun alanlar, tam güneş alan veya biraz gölge olan, güney yöneye bakan ve hafif meyilli olan alanlardır. olmalıdır. Ayrıca su drenajı ile hava akımının da nispeten iyi olması gerekir. Ayrıca likapa çiçeklerinin soğuklara dayanımının diğer birçok üzümsü meyveden daha yüksek olduğu da unutulmamalıdır. Bu açıdan kuzey-batıya bakan alanlar da yetiştiricilik için uygundur. Genel bir ifade ile yabani likapaların, orman güllerinin, defne, kızıl ağaç ve çamın karışık olarak yetiştiği alanlar likapa yetiştiriciliği için uygundur. Arazi Hazırlığı
Dikim: Bölgedeki kış soğukları ile muhtemelen don olaylarına bağlı olarak dikim ilkbahar veya sonbaharda yapılabilir. Fidanlar fidanlıktaki veya saksıdaki derinlikleri kadar derine dikilmelidir. Derin dikim yapılmamalıdır. Dikim sonrası sıra boyunca 60-120 cm genişliğinde ve 15-20 cm kalınlığında malçlama yapılmalıdır. Bitkiler büyümeye başlayınca ve büyüme periyodunca azotlu gübreleme yapılır. Gübre olarak amonyumsülfat kullanılabilir ve ihtiyaç duyulan gübre miktarı bölünerek verilmelidir.
Aralık- Mesafeler: Likapa yetiştiriciliği yapılan ülkelerde dikim mesafesi sıra üzerinde 120 cm, sıralar arasında ise 300 cm olup bu aralık ve mesafeler 152 ile 365 cm’ye kadar çıkarılabilmektedir. Likapa yetiştiriciliğinde likapa sıraları arasındaki mesafe 250 cm’den daha az olmamalıdır. Bu mesafe hasat sırasında işçilerin rahat çalışabilmesi için gereklidir. Dikim Fidanları Likapa bahçesi tesis aşamasında 3 farklı fidan tipi tercih edilebilir. Bunlar; - Bir yaşında köklü çelikler - Fidanlıklarda üretilmiş 2-3 yaşında açık köklü fidanlar - Fidanlıkta üretilmiş 2-3 yaşında tüplü fidanlar Budama :Likapa ocağındaki sürgünlerin yaşları arasında bir denge kurmak için yaşlı ve genç sürgünlerde her yıl belli oranda azaltma (çıkarma) şeklinde yenileme budaması yapılır. Ayrıca, zayıf ve hastalıklı sürgünler budama ile uzaklaştırılır, verimden düşen yaşlı sürgünlerin bir kısmı çıkarılır, gölgelemeden dolayı diğer sürgünlerin gelişimini engelleyen genç sürgünlerde aralama budaması yapılır ve bitkinin taç kısmında yer alan dalların yoğunluğu ayrıntılı budama ile azaltılır. Aynı yaş grubuna giren aynı sayıdaki 15-20 sürgün bırakılarak bitkide sürgün-meyve oranı dengelenmelidir. Hastalık ve Zaralılar Mantari Hastalıklar Likapalardaki mantari hastalık riski diğer birçok üzümsü meyveye göre çok daha azdır. Mantari hastalıklardan - Mumlu tane hastalığı (Monilia vaccinii-corymbosi) - Pomopsis kanser ve dal yanıklığı (Phomopsis vaccinii) - Fitofitora kök çürüklüğü (Phtophtora cinnamoni) - Meyve çürüklüğü Antraknoz (Colletotrichum gloesporioides) Alternaria (Alternaria alternata) Virüs hastalıkları Likapalarda sıkıntı yaratan virüs hastalıkları bulunmaktadır. Bunlar, - Likapa Scorch virüsü - Kısa bağcık virüsü - Likapa yaprak benek virüsü - Nekrotik halkalı benek virüsü - Kırmızı halkalı benek virüsü Zararlılar Doğrudan meyve ile beslenerek ürün kaybına sebep olan zaralılar - Kranberi meyve kurdu - Likapa kurtçuğu - Kiraz kurdu - Erikli hortumlu böceği Virüs veya mikoplazma benzeri organizmalara vektör görevi yaparak veya yapraklarla beslenerek bitkiye zarar verip indirekt olarak meyve miktarını azaltan zararlılar - Sivri burunlu yaprak delenler - Kabuklu bitler - Likapa tomurcuk delen - Likapa gövde delen Mayıs-haziran ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen, güzel kokulu ağaççık. Yapraklar kışa saplı ve karşılıklı, yeşil renkli, derimsi, oval şekilli ve üzerinde salgı guddeleri (bezleri) bulunur. Çiçekler uzun saplı olup, tek olarak her bir yaprağın koltuğunda bulunur. Meyveleri nohut büyüklüğünde, morumsu siyah renkte ve çok tohumludur. Türkiye’de yetiştiği yerler: Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgeleri. Kullanıldığı yerler: Bitkinin yaprakları, çiçekli dalları ve yapraklarından elde edilen uçucu yağ (Mersin esansı) kullanılır. Yaprak ve meyveler kabız, mikrop öldürücü, iştah açıcı, kan dindirici, antiseptik ve haricen yara iyi edici olarak kullanılır. Taze yapraklarından, su buharı distilasyonu ile Mersin esansı elde edilir. Bu esans renksiz, akıcı, özel kokulu ve yakıcı lezzetlidir. Takriben 100 kg yapraktan 300 gr esans elde edilir. Mirtenol, sineol ve terpenler ihtiva ederler. Gıda ve parfümeri sanâyinde kullanılan önemli bir ilkel maddedir.
Memleketimizde şeker hastalığına karşı da (günde 10 damla) kullanılır. Mersin meyveleri uçucu yağ, tanen, şekerler ve organik asitler ihtiva eder. Bu meyveler yemiş olarak, kabızlık giderici ve antiseptik olarak kullanılır ARONİA – RUS YABAN MERSİNİ
|