armut fidanı deveci klasik tüplü 120-140 cm boyunda orjini:anadoluAğaç Özellikleri : Ağaçları orta kuvvette büyür.
Meyve Özellikleri : Meyvesi iri-çok iri, basık,alt kısmı geniş, boyunsuzdur. Çiçek çukuru derindir. Meyve yüzeyi hafif girintili çıkıntılı olup kabuğu ince, zemin rengi sarı, passız, bazen güneş gören yüzü pembe- kırmızıdır. Meyve eti beyaz, gevrek, sulu, az, tatlı ve kalitesi ortadır. Yeme olumunda fazla yumuşamaz.
Hasat Olumu : Ekimin 3. haftasında toplanır.
Tozlayıcılar : Akça, Devoe, Passe Crassane, B. Precoce Moretini, Packhams Triumph ve June Gold dur.
Düşünceler :
ARMUT BAHÇESİ TESİSİ
Armut bahçeleri, ya aşılı fidanlarla veya kurak koşullarda çöğür yetiştirip üzerine aşı yapılarak kurulmaktadır. Bahçe kurulurken bir yaşlı iyi dallanmış fidanlardan yararlanmak en iyisidir. Çünkü, fidanlık döneminde iyi dallanmış fidanlar erken meyveye yatarlar. ( Soylu, 1987 )
Armut bahçelerinde ağaçlar arasında bırakılacak aralık ve mesafeler ekolojik şartlara ve kullanılacak anaca göre değişir. Nemli bölgelerde ayva anaç olarak kullanıldığı zaman 3 – 4 m, orta boydaki ağaçlar için 4 – 6 m ve armut çöğürü üzerindekiler içinde 8 – 12 m aralık ve mesafe yeterli. Kıraçlarda ahlat anacı üzerinde bu mesafeler daha geniş tutulur ( Özbek, 1978 ).
C - ARMUT BAHÇELERİNDE YILLIK BAKIM İŞLERİ
Budama
Modifiye- Lider sistemi terbiye şekli armutlar için iyi gelir. Durum elmadakinin aynısıdır. Armutlarda çok görülen ateş yanıklığı hastalığından dolayı, meydan gelecek dallardaki ölme ihtimali hesaplanarak 4 – 6 ana çatı dalının gelişmesi sağlanır. Bunun için armutlardaki satın alınan fidan 90 – 120 cm yerine 120 – 140 cm uzunlukta olursa daha iyi olur.
Budama elmalarda olduğu gibi çok hafif olmalıdır. Mahsule yatan ağaçlara hafif bir budama tatbik edilmesi ve yaygın bir gelişmenin temini için dal ve dalcık çıkarması yapılmalıdır.
Mahsul verme durumu bakımından armut çeşitleri iki gruba ayrılırlar
1 – Kısa meyve dalcıklı çeşitler, bu çeşitlerden Beurre Hardy, B. Bosc, Beurre Clairgeau, Lawson ve Flemish, Beauty de yeni gelişme daima yeni kesim yerlerinde olur,
2 – Kuvvetli meyve dalcığı ve sürgün meydana getiren grupta Williams ( Bartlett ), Eastar Beurre, Winter Nelis ve Patrick Barry çeşitleri vardır.
Birinci gruba giren çeşitlere, bol miktarda çiçek gözü teşekkül etmeleri için orta derecede bir budama yapılması gereklidir. Bunlarda keza, kısaltma ile dal ve meyve dalcıklarında seyreltmede tavsiye edilir. İkinci gruba giren çeşitlere ise çok hafif bir budama yapmak gerekmektedir.
Gerek kışın, gerekse büyüme mevsiminde ağaçlar kontrol edilerek, ateş yanıklığı hastalığı uyku devresinde iken yakalanmalıdır. Bunun için ağacın tepe gelişmelerine bakmak yeterli olur. Bunlara bulaşmış sürgünlerde yapraklar kış mevsimi boyunca kaldıkları için kolayca tanınırlar. Hastalık görülür görülmez hastalıklı kısmın hemen kesilip atılması ileride çok dal çıkarılmasını önlediği gibi hastalığı da frenler ( Burak ve ark, 1999 )
Gübreleme
Gübrelemede esas, toprak ve yaprak analizlerinin yapılmasıdır. Buna göre de eksikler giderilmelidir. Armutlar genellikle azota karşı elmalardan daha çok tepki verirler ve meyvelerin kalitelerinde herhangi bir bozulma olmadan rahatça azot gübrelemesi yapılabilir. Ancak azot gübrelemesinde dikkate alınması gereken önemli husus ateş yanıklığıdır. Çünkü aşırı sürgün büyümesi bu hastalığın etkinliğini çok arttırır. Daimi yeşil örtü altındaki bahçelerde de azot ihtiyacı daha fazladır. Genel olarak 250 – 500 gr / ağaç saf azot hesabı ile bir azotlu gübreleme yapılabilir.
Seyreltme
Bartlett, B. Hardy, B.Bosc gibi çeşitler bazen her huzmede 3 – 5 meyve olacak şekilde meyve bağlarlar ki bunların sayısını 1 -2 ye düşürmek gerekir. Ancak seyreltmede ağaç üzerindeki ürün yükü de dikkate alınır eğer ağacın üzerindeki meyve tutumu yüksek değilse huzmelerde seyreltme yapmaya gerek yoktur.
Armutlarda elle seyreltme çiçeklenmeden 50 – 70 sonraya kadar yapılabilir ( Soylu, 1997).
7 - MEYVE İŞLERİ
A-Derim
Bir ağaçta derim hiç değilse üç kez tekrarlanmalıdır. Derim olgunluğunun tayininde burada da meyve kabuğunun taban rengi, meyvenin daldan ayrılma durumu meyve etinin sertliği ve tam çiçekten olgunluğa kadar geçen süre dikkate alınır ( Özbek, 1978 )
Bazı Armut Çeşitlerinin Değişik Yörelerdeki Meyve Eti Sertliğinde Değişimler
(Soylu, 1997 ).
Değişik armut çeşitlerinde tam çiçekten olgunluğu kadar geçen süre ( gün)
( Özbek, 1978 )
B - Seçme, Boylama
İhracat standartlarına göre armutlar Ekstra, Birinci sınıf ve İkinci sınıf olmak üzere üç kalite sınıfına ayrılır. Meyvelerin her üç kalite sınıfında da minimum şartlara sahip olmaları gerekir. Buna göre meyveler tam ve sağlam olmalı, üzerlerinde gözle görülen ilaç artığı bulunmamalı, üzerleri yaş olmamalı ve yabancı tat ve koku olmamalıdır. Bu sınıflarla ilgili toleranslar TSE nin ilgili standardında verilmiştir.
Meyvelerin boylanmasında aşağıdaki ölçüler dikkate alınır.
[email protected] yada[email protected] tlf ve fax 02263533056-gsm 05327007110
Dünya armut üretimi son verilere göre yaklaşık 18 milyon ton civarındadır. Bu üretimin yarıdan fazlasını Çin (9 milyon ton) kalan miktarını ise diğer ülkeler (İtalya, A.B.D., İspanya, Arjantin, Almanya, Güney Kore, Japonya ve Türkiye (360.000 ton) üretmektedir. Ağaç sayısı ve üretim miktarlarında son yıllarda gözle görülür derecede bir düşüş yaşanmakta ve bunun en önemli nedenlerinden birisi olarak ta Armut Ateş Yanıklığı (Erwinia amylovora) hastalığı gösterilmektedir. AKÇA Orijini : Anadolu Sinonimi : İstanbul Akçası, Dikenli Akça, İstanbul Armudu. Ağaç Özellikleri : Ağaçları kuvvetli büyür ve yarı dik gelişir. Meyve Özellikleri : Meyvesi küçük, kısa boyunlu, alt kısmına doğru geniştir. Kabuğu yeşil, yeme olumunda yeşilimsi sarı renkte ve incedir. Meyve eti beyaz, az kumlu, orta derecede sulu, az tatlı olup kalitesi orta – iyidir. Hasat Olumu : Temmuzun başında toplanır Tozlayıcılar : Mustafabey, Williams, Passa Crassane Düşünceler : Saklamaya bir hafta on gün dayanır. Biraz geç meyveye yatar. Ayva anacı ile iyi uyuşur. EKOLOJİK İSTEKLER İklim: Ağaçların dinlenme döneminde –20, -25 oC kış soğuklarına kısa süreli olarak dayandıkları bilinmektedir. Fakat bu süreler ne kadar kısa olursa zararlanma da o oranda az olur. Özellikle kış soğukları riski olan bölgelerde gübreleme ve sulama programlarının dikkatli bir şekilde planlanması gerekmektedir. Armut çeşitlerin bir çoğu düzenli çiçek açabilmek için mutlaka kış dinlenme döneminde 7.2 oC ‘nin altında toplam 1000 – 1500 saatlik bir sıcaklık toplamına ihtiyaç duyarlar. Eğer bu ihtiyaçları karşılanamazsa çiçeklenme düzensiz olur veya çok az gerçekleşir. Kaliteli meyve elde etmek için yetiştiriciliğin ılıman iklimlerde yapılması tavsiye edilir. Toprak: Armut yetiştiriciliğinde kullanılan anaca göre değişmekle birlikte; kumlu topraktan killi toprağa kadar bir çok toprak tipinde bahçe kurulabilir. Fakat toprak pH’sının 6 - 7 civarında, geçirgen, derin, sıcak ve organik madde miktarının yüksek olması istenir. Aşırı kumlu ve kuru topraklarda meyve kalitesi bozulur. ÇEŞİTLER Avrupa grubu çeşitler; June Beauty, Akça, June Gold, Wilder, Mustafabey, B.P. Morettini, Coscia, Santa Maria, Dr. Jules Guyot, Starkrimson, Williams, Triumph de Vienne, Grand Champion, Beurre Bosc, Beurre Hardy, Doyenne du Comice, Ankara, Passe Crassane ve Deveci olarak sayılabilir. Kieffer, Magness, Orient, Moonglow, Warren, Ayers, Potomac, Maxine, Tyson, Honey Sweet, Hood, Fan Stil ve Monterry çeşitleri ise armut ateş yanıklığı hastalığına kısmen veya dayanıklı olan çeşitler olarak bilinmektedirler. Asya grubu çeşitler; Shinko, Shinseiki, 20 th Century, Chojuro, Magietsu, Kasui, Atago, Korean Giant, Hosui, Niitaka, Olympic, Yoinashi ve Ya Lii bu grubun çeşitlerinden bazıları olarak verilebilir. BAHÇE KURMA Seçilmiş olan bahçe yerinin; armut ağacının tüm isteklerini karşılayacak nitelikte ve iyi bir toprak hazırlığının da yapılmış olması şarttır. Eğer toprak hazırlığı iyi yapılmamış ise fidan çukurlarının geniş açılması fidanın gelişmesi yönünde mutlaka olumlu etki sağlayacaktır. Kapama armut bahçesi kurulacağı zaman mutlaka sağlıklı, ismine doğru, aşılı ve bir yaşlı fidanların kullanılmasında fayda vardır. Anaç olarak Quince-A kullanılmış ise, ağaçlara verilmesi gereken aralık ve mesafeler, çoğu çeşitler için 3x5 m, armut çöğürü anaç olarak kullanılmış ise 5x7 m önerilmektedir. Bu aralık ve mesafeler çeşide, toprak şartlarına ve uygulanacak olan kültürel işlemlere göre değişebilir. Son yıllarda bazı ülkelerde belirttiğimiz aralık ve mesafelerden daha sık (0.6 - 0.8 x 4 m) armut bahçeleri de kurulmaya başlanmıştır. Dikim budaması yapılan fidanların ılıman iklimlerde aşı yeri toprak üzerinde kalacak şekilde Kasım – Ocak ayları arasında dikilmeleri tavsiye edilir. Daha soğuk olan bölgelerde ise fidan dikimi Şubat ve Mart aylarında yapılmalıdır. Dikim sırasında bahçede sağlıklı bir tozlanma ve döllenme için mutlaka aynı dönemde çiçek açan çeşit karışımlarına yer verilerek bahçe kurulmalıdır. KÜLTÜREL İŞLEMLER Toprak İşleme Armut bahçelerindeki toprak işleme; açık, örtülü veya yarı örtülü olarak yapılabilir. Açık toprak işlemede; değişik alet ve makinalarla tüm yıl boyunca bahçede yabancı ot çıkışına müsaade edilmez. Sürekli toprak işleme olayı vardır yağışı fazla olan ve meyilli arazilerde uygulanması tavsiye edilmez. Örtülü toprak işlemede ise bahçede herhangi bir toprak işlemesi söz konusu değildir. Sadece aşırı boylanmış olan otlar biçilir veya özellikle ağaç altlarında yabancı ot ilaçları ile düzenli bir mücadele yapılır. Yarı örtülü veya geçici örtülü toprak işlemede ise bahçede toprak işlemenin uygun olduğu ilkbahar ve yaz aylarında işleme yapılır. Sonbahar ve kış aylarında ise bir kez toprak işleme yapılır veya hiç yapılmaz. Anaç olarak ayva veya bodur gelişen diğer klonların kullanıldığı armut bahçelerinde eğer toprak işlemesi yapılıyor ise mutlaka yüzeysel (10 – 15 cm) olmalıdır. Özellikle genç bahçelerde yabancı ot ilacı kullanırken dikkatli olunmalı ve ağaç gövdeleri ilacın etkisinden korunmalıdır. Aksi takdirde genç ağaçların gelişmesi bundan olumsuz etkilenir. Ağaç sürgün ve yapraklarında cüceleşme, alt bölümlerdeki meyvelerde aşırı pas, sonucunda da çürüme meydana gelir. Gübreleme Tüm meyve bahçelerinde olduğu gibi armut bahçelerinde de dengeli ve düzenli bir gübreleme yapmak için mutlaka her yıl toprak ve üç yılda bir yaprak analizleri yapılmalıdır. Yapılan analizlerin sonucuna göre de bahçenin gübre ihtiyacı belirlenmelidir. Verilecek olan kimyasal gübreler ağaçların taç iz düşümü içersine ama asla gövdeye ve köklere temas etmeyecek şekilde uygulanmalıdır. Bitkinin daha fazla ihtiyacı olan makro elementler hemen hemen her yıl mikro elementler ise ihtiyaca göre verilmelidir. Armutlarda demir ve bor noksanlıklarına sık rastlanmaktadır. Budama Armut yetiştiriciliğinde budama olayına fidanın alınması ile başlanır. Bu nedenle ağaçlara verilmesi düşünülen terbiye sistemleri; anacın ve çeşidin büyüme gücüne, şekline seçilen bahçe yerinin yöney ve toprak tipine, çeşidin meyve iriliğine uygulanacak olan kültürel işlemlere vb. kriterler dikkate alınarak ilk önce belirlenmelidir. Armut ağaçlarının genelinde hakim olan dikine büyüme eğilimi nedeniyle dike yakın olan budama şekillerinin verilmesi ve uygulaması daha kolaydır. Özellikle son yıllarda artan sık dikim nedeniyle bu tip sistemler daha da önem kazanmıştır. Bahçelerde en fazla uygulanan sistemlerden bazıları; doruk dallı, değişik doruk dallı, palmet, kordon (duvar sistemi) vb. olarak verilebilir. HASAT VE VERİM Armut meyveleri yeme ve hasat olumu olmak üzere iki farklı dönemde hasat edilirler. Erkenci veya yazlık çeşitler yeme olumunda hasat edilip doğrudan pazara sunulurlar. Güzlük ve kışlık çeşitler ise hasat olumunda ağaçtan toplanırlar ve belirli sürelerle olgunlaştırma odasında bekletilerek yeme olumuna getirilirler. Bu çeşitlerin gönderileceği pazarlar uzak ise bu süreler taşıma esnasında da geçirilebilir. Hastalık ve Zararlılar Armut ateş yanıklığı, Külleme, Karaleke, Memeli Pas, Meyve iç kurdu, Armut Yaprak piresi, Armut sülüğü ve kabuklu bitler armut yetiştiriciliğinde en önemli bazı hastalık ve zararlılardır. Armut üretimi değerlendirilmesi ve pazarlama sorunları Bu çalışmada, armut üretiminin yoğunluk kazandığı Ankara, Bursa, Konya, Kocaeli, Sakarya, Manisa; Tokat ve Afyon illerinden seçilen işletmelerden sörvey yolu ile toplanan veriler değerlendirilmiştir. İşletmelerde uygulanan üretim teknikleri incelenmiş, üretimde kullanılan girdiler fiziksel değerler olarak verilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde, ülke düzeyinde ikincil kaynaklardan elde olunan veriler analiz edilerek Türkiye’de armut yetiştiriciliğinin son yıllardaki üretim, verim, fiyat ve dış satım konularındaki gelişmeleri incelenmiştir. İkinci bölümde sörvey çalışması yapılan işletmelerden elde olunan veriler değerlendirilmiştir. Ortalama işletme arazisi 53 da. olarak hesaplanmıştır. Bu arazinin %23 ü armut üretimine ayrılmıştır. Dekarda ortalama 25 armut ağacı bulunmaktadır. Armut ağaçlarının ortalama yaşları ise 16 dır. İşletmelerde 8 kişilik aile nüfusu bulunmaktadır. İşletmecilerin yaşı 46, öğrenim durumu ise ilkokul düzeyindedir. Yörelere göre değişmekle birlikte incelen işletmelerde en yaygın armut çeşidi Williams’dır. Daha sonra Akça, Margarit ve Santa Maria çeşitleri gelmektedir. Genel olarak bir üretim döneminde dekara 51.6 saat E.İ.G.’ ne ve 2.6 saat T.Ç.G. ‘ne gereksinim duyulmaktadır. İşletmelerde ağaç başına ortalama verim 38 kg. olarak saptanmış olup bu miktar Türkiye ortalamasının üzerindedir. Üretim masrafları içerinde işgücü-çekigücü masraflarının payı % 51.3 dür. Materyal masrafları % %24.5, genel giderler de % 24.2 lik pay almaktadır. Üretilen armudun %3.7’si aile tüketiminde kullanılmaktadır. Üreticiler 100 TL’lık masrafa karşılık 158 TL. lık gelir elde etmişlerdir. Çalışmanın sonunda üretici sorunları ve çözüm önerileri dile getirilmiştir Yetiştiricilikte karşılaşılan sorunlar içinde tekniğine uygun budama yapılamadığı, ilaç ve ilaçlama ile ilgili sorunları olduğu dikkati çekmektedir. Armut pazarlamasında fiyatların düşük oluşu, depolama olanaklarının azlığı ve kaliteli ürün olmayışı sorun olarak dile getirilmektedir. Tüm bu sorunların, üretim ve pazarlama işlevinde yardımcı olacak üretici örgütlerinin kurulması ve Türk tarımında çözüm bekleyen yapısal sorunların giderilmesi sonucunda çözüm bulacağı söylenebilir. Böylece hem üreticiler hem de tüketiciler korunmuş olacaktır.
EKOLOJİK İSTEKLER İklim: Ağaçların dinlenme döneminde –20, -25 oC kış soğuklarına kısa süreli olarak dayandıkları bilinmektedir. Fakat bu süreler ne kadar kısa olursa zararlanma da o oranda az olur. Özellikle kış soğukları riski olan bölgelerde gübreleme ve sulama programlarının dikkatli bir şekilde planlanması gerekmektedir. Armut çeşitlerin bir çoğu düzenli çiçek açabilmek için mutlaka kış dinlenme döneminde 7.2 oC ‘nin altında toplam 1000 – 1500 saatlik bir sıcaklık toplamına ihtiyaç duyarlar. Eğer bu ihtiyaçları karşılanamazsa çiçeklenme düzensiz olur veya çok az gerçekleşir. Kaliteli meyve elde etmek için yetiştiriciliğin ılıman iklimlerde yapılması tavsiye edilir. Toprak: Armut yetiştiriciliğinde kullanılan anaca göre değişmekle birlikte; kumlu topraktan killi toprağa kadar bir çok toprak tipinde bahçe kurulabilir. Fakat toprak pH’sının 6 - 7 civarında, geçirgen, derin, sıcak ve organik madde miktarının yüksek olması istenir. Aşırı kumlu ve kuru topraklarda meyve kalitesi bozulur. ÇEŞİTLER Avrupa grubu çeşitler; June Beauty, Akça, June Gold, Wilder, Mustafabey, B.P. Morettini, Coscia, Santa Maria, Dr. Jules Guyot, Starkrimson, Williams, Triumph de Vienne, Grand Champion, Beurre Bosc, Beurre Hardy, Doyenne du Comice, Ankara, Passe Crassane ve Deveci olarak sayılabilir. Kieffer, Magness, Orient, Moonglow, Warren, Ayers, Potomac, Maxine, Tyson, Honey Sweet, Hood, Fan Stil ve Monterry çeşitleri ise armut ateş yanıklığı hastalığına kısmen veya dayanıklı olan çeşitler olarak bilinmektedirler. Asya grubu çeşitler; Shinko, Shinseiki, 20 th Century, Chojuro, Magietsu, Kasui, Atago, Korean Giant, Hosui, Niitaka, Olympic, Yoinashi ve Ya Lii bu grubun çeşitlerinden bazıları olarak verilebilir. BAHÇE KURMA Seçilmiş olan bahçe yerinin; armut ağacının tüm isteklerini karşılayacak nitelikte ve iyi bir toprak hazırlığının da yapılmış olması şarttır. Eğer toprak hazırlığı iyi yapılmamış ise fidan çukurlarının geniş açılması fidanın gelişmesi yönünde mutlaka olumlu etki sağlayacaktır. Kapama armut bahçesi kurulacağı zaman mutlaka sağlıklı, ismine doğru, aşılı ve bir yaşlı fidanların kullanılmasında fayda vardır. Anaç olarak Quince-A kullanılmış ise, ağaçlara verilmesi gereken aralık ve mesafeler, çoğu çeşitler için 3x5 m, armut çöğürü anaç olarak kullanılmış ise 5x7 m önerilmektedir. Bu aralık ve mesafeler çeşide, toprak şartlarına ve uygulanacak olan kültürel işlemlere göre değişebilir. Son yıllarda bazı ülkelerde belirttiğimiz aralık ve mesafelerden daha sık (0.6 - 0.8 x 4 m) armut bahçeleri de kurulmaya başlanmıştır. Dikim budaması yapılan fidanların ılıman iklimlerde aşı yeri toprak üzerinde kalacak şekilde Kasım – Ocak ayları arasında dikilmeleri tavsiye edilir. Daha soğuk olan bölgelerde ise fidan dikimi Şubat ve Mart aylarında yapılmalıdır. Dikim sırasında bahçede sağlıklı bir tozlanma ve döllenme için mutlaka aynı dönemde çiçek açan çeşit karışımlarına yer verilerek bahçe kurulmalıdır. KÜLTÜREL İŞLEMLER Toprak İşleme Armut bahçelerindeki toprak işleme; açık, örtülü veya yarı örtülü olarak yapılabilir. Açık toprak işlemede; değişik alet ve makinalarla tüm yıl boyunca bahçede yabancı ot çıkışına müsaade edilmez. Sürekli toprak işleme olayı vardır yağışı fazla olan ve meyilli arazilerde uygulanması tavsiye edilmez. Örtülü toprak işlemede ise bahçede herhangi bir toprak işlemesi söz konusu değildir. Sadece aşırı boylanmış olan otlar biçilir veya özellikle ağaç altlarında yabancı ot ilaçları ile düzenli bir mücadele yapılır. Yarı örtülü veya geçici örtülü toprak işlemede ise bahçede toprak işlemenin uygun olduğu ilkbahar ve yaz aylarında işleme yapılır. Sonbahar ve kış aylarında ise bir kez toprak işleme yapılır veya hiç yapılmaz. Anaç olarak ayva veya bodur gelişen diğer klonların kullanıldığı armut bahçelerinde eğer toprak işlemesi yapılıyor ise mutlaka yüzeysel (10 – 15 cm) olmalıdır. Özellikle genç bahçelerde yabancı ot ilacı kullanırken dikkatli olunmalı ve ağaç gövdeleri ilacın etkisinden korunmalıdır. Aksi takdirde genç ağaçların gelişmesi bundan olumsuz etkilenir. Ağaç sürgün ve yapraklarında cüceleşme, alt bölümlerdeki meyvelerde aşırı pas, sonucunda da çürüme meydana gelir. Gübreleme Tüm meyve bahçelerinde olduğu gibi armut bahçelerinde de dengeli ve düzenli bir gübreleme yapmak için mutlaka her yıl toprak ve üç yılda bir yaprak analizleri yapılmalıdır. Yapılan analizlerin sonucuna göre de bahçenin gübre ihtiyacı belirlenmelidir. Verilecek olan kimyasal gübreler ağaçların taç iz düşümü içersine ama asla gövdeye ve köklere temas etmeyecek şekilde uygulanmalıdır. Bitkinin daha fazla ihtiyacı olan makro elementler hemen hemen her yıl mikro elementler ise ihtiyaca göre verilmelidir. Armutlarda demir ve bor noksanlıklarına sık rastlanmaktadır. Budama Armut yetiştiriciliğinde budama olayına fidanın alınması ile başlanır. Bu nedenle ağaçlara verilmesi düşünülen terbiye sistemleri; anacın ve çeşidin büyüme gücüne, şekline seçilen bahçe yerinin yöney ve toprak tipine, çeşidin meyve iriliğine uygulanacak olan kültürel işlemlere vb. kriterler dikkate alınarak ilk önce belirlenmelidir. Armut ağaçlarının genelinde hakim olan dikine büyüme eğilimi nedeniyle dike yakın olan budama şekillerinin verilmesi ve uygulaması daha kolaydır. Özellikle son yıllarda artan sık dikim nedeniyle bu tip sistemler daha da önem kazanmıştır. Bahçelerde en fazla uygulanan sistemlerden bazıları; doruk dallı, değişik doruk dallı, palmet, kordon (duvar sistemi) vb. olarak verilebilir. HASAT VE VERİM Armut meyveleri yeme ve hasat olumu olmak üzere iki farklı dönemde hasat edilirler. Erkenci veya yazlık çeşitler yeme olumunda hasat edilip doğrudan pazara sunulurlar. Güzlük ve kışlık çeşitler ise hasat olumunda ağaçtan toplanırlar ve belirli sürelerle olgunlaştırma odasında bekletilerek yeme olumuna getirilirler. Bu çeşitlerin gönderileceği pazarlar uzak ise bu süreler taşıma esnasında da geçirilebilir. Hastalık ve Zararlılar Armut ateş yanıklığı, Külleme, Karaleke, Memeli Pas, Meyve iç kurdu, Armut Yaprak piresi, Armut sülüğü ve kabuklu bitler armut yetiştiriciliğinde en önemli bazı hastalık ve zararlılardır. Armut üretimi değerlendirilmesi ve pazarlama sorunları Bu çalışmada, armut üretiminin yoğunluk kazandığı Ankara, Bursa, Konya, Kocaeli, Sakarya, Manisa; Tokat ve Afyon illerinden seçilen işletmelerden sörvey yolu ile toplanan veriler değerlendirilmiştir. İşletmelerde uygulanan üretim teknikleri incelenmiş, üretimde kullanılan girdiler fiziksel değerler olarak verilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde, ülke düzeyinde ikincil kaynaklardan elde olunan veriler analiz edilerek Türkiye’de armut yetiştiriciliğinin son yıllardaki üretim, verim, fiyat ve dış satım konularındaki gelişmeleri incelenmiştir. İkinci bölümde sörvey çalışması yapılan işletmelerden elde olunan veriler değerlendirilmiştir. Ortalama işletme arazisi 53 da. olarak hesaplanmıştır. Bu arazinin %23 ü armut üretimine ayrılmıştır. Dekarda ortalama 25 armut ağacı bulunmaktadır. Armut ağaçlarının ortalama yaşları ise 16 dır. İşletmelerde 8 kişilik aile nüfusu bulunmaktadır. İşletmecilerin yaşı 46, öğrenim durumu ise ilkokul düzeyindedir. Yörelere göre değişmekle birlikte incelen işletmelerde en yaygın armut çeşidi Williams’dır. Daha sonra Akça, Margarit ve Santa Maria çeşitleri gelmektedir. Genel olarak bir üretim döneminde dekara 51.6 saat E.İ.G.’ ne ve 2.6 saat T.Ç.G. ‘ne gereksinim duyulmaktadır. İşletmelerde ağaç başına ortalama verim 38 kg. olarak saptanmış olup bu miktar Türkiye ortalamasının üzerindedir. Üretim masrafları içerinde işgücü-çekigücü masraflarının payı % 51.3 dür. Materyal masrafları % %24.5, genel giderler de % 24.2 lik pay almaktadır. Üretilen armudun %3.7’si aile tüketiminde kullanılmaktadır. Üreticiler 100 TL’lık masrafa karşılık 158 TL. lık gelir elde etmişlerdir. Çalışmanın sonunda üretici sorunları ve çözüm önerileri dile getirilmiştir Yetiştiricilikte karşılaşılan sorunlar içinde tekniğine uygun budama yapılamadığı, ilaç ve ilaçlama ile ilgili sorunları olduğu dikkati çekmektedir. Armut pazarlamasında fiyatların düşük oluşu, depolama olanaklarının azlığı ve kaliteli ürün olmayışı sorun olarak dile getirilmektedir. Tüm bu sorunların, üretim ve pazarlama işlevinde yardımcı olacak üretici örgütlerinin kurulması ve Türk tarımında çözüm bekleyen yapısal sorunların giderilmesi sonucunda çözüm bulacağı söylenebilir. Böylece hem üreticiler hem de tüketiciler korunmuş olacaktır.